Maddeden Gelen Enerji
Fizikçi Enrico Fermi 1934 yılında uranyum atomlarını nötronlarla bombaladıktan sonra ortaya çıkan atomların uranyumdan çok daha küçük atomlar olduğunu gördü ve nükleer bölünme reaksiyonunun potansiyelini farketti. 1942 yılında bugünki nükleer santrallara benzer bir şekilde uranyum ve kontrol çubukları kullanarak ilk kontrollü, kendi kendini sürdürebilir nükleer enerji üretim düzeneğini oluşturdu. Bu yeni teknolojinin gücü ve potansiyelinin görülmesinin ardından, Amerika Birleşik Devletleri 1945 yılının temmuz ayında New Meksiko çöllerinde ilk nükleer silah denemesini gerçekleştirdi.
Bu gelişmelerle beraber 1950'li ve 1960'lı yıllar nükleer enerji santrallarinin hızla yayıldığı yıllar oldu. Bir adet uranyum atomunun bölünmesi sonucunda ortaya çıkan enerji miktarının, bir adet kömür atomunun yanması ile ortaya çıkan enerjinin 10 milyon katı olması, bir başka deyişle yarım kilo uranyumdan elde edilebilecek enerjinin milyonlarca litre petrol ile aynı enerjiyi üretebilmesi, nükleer enerjiyi birden bile geleceğin enerji kaynağı gözüyle bakılması sonucunu doğurdu.
Halbuki nükleer enerjinin diğer bir yüzü daha bulunmaktaydı. 28 Mart 1979'te ABD'de Three Mile Island nükleer santralında nir hatalı vana yüzünden meydana gelen kaza ile nükleerin ne kadar tehlikeli olabileceği anlaşıldı. Nükleer yakıtın yeterince soğutulamaması nedeniyle erimesi, santral çalışanlarına ve çevre halka ve doğaya önemli zararlar verebilmekteydi. Diğer yandan kullanılmış yakıtların ne yapılacağı konusu yıllar boyunca nükleer enerjinin yumuşak karnı haline geldi. Bundan sonraki yıllar, teknolojik gelişmeler, yeni ve daha güvenli tasarımlar, yeni kazalar, küresel ısınma ile ilgili kaygılar; nükleer enerjide gel-gitlerin yaşandığı yıllar olara yansıdı. Nükleer enerji bazı dönemler bir umut, bazı dönemler biran önce kurtulunması gereken bir illet olarak değerlendirildi.
Nükleer enerji aslında insanlık tarihi boyunca gerçelşetirilen bilimsel ve teknolojik kazanımların bir birikimi sonucunda ortaya çıkmıştır. Nükleer enerjinin ilgi çekici tarihçesi ile ilgili daha fazla bilgi için yandaki bağlantı tuşlarını kullanabilirsiniz.